İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, 14 tutuklu sanık getirilirken, 2 sanık SEGBİS üzerinden bağlandı. Duruşmada sanık avukatları da hazır bulundu.
“TÜRKİYE HALKINA KARŞI RASTGELE BİR HAREKETTE BULUNMADIM”
SEGBİS ile bağlanan tutuklu sanık Mohammed H.I. Barzaq, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirterek “Ben duruşmaya şahsen katılmak istemiştim. Lakin SEGBİS ile bağlandım. Bir sonraki celselerde şahsen katılmak istiyorum. Cezaevinde de şahsen katılmak istediğimi bildirmiştim. Aleyhimde rastgele bir kanıt yok. Ben Suriye’den Esad zulmünden kaçıp Türkiye’ye geldim, burada da zulme uğruyorum. Ben Türkiye halkına karşı rastgele bir aksiyonda bulunmadım. Türkiye’yi seviyoruz ve inançlı buluyoruz. Bu yüzden zulümden kaçıp buraya geldik. Bana o şahıs hayırsever biri olduğunu, Suriyelilere yardım etmek istediğini söylemişti. Ben de onun ismine bu türlü bir şey yapmıştım. Bana güzellik olsun diye 300 dolar verdi. Bir yılı aşkın müddettir tutukluyum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.
“BENİM MAKSADIM BURADA YAŞAMAK DEĞİL AVRUPA’YA GİTMEKTİ”
Sanık Ahmet, J.A. Alqıshawı savunmasında, “Savcı Beyefendi neden tutukluluğumun devamını istiyor anlamış değilim. Ben kendi ülkemden kaçarak Türkiye’ye geldim. Benim hedefim burada yaşamak değil Avrupa’ya gitmekti. Evvel amcamın oğlu, sonrasında da beni tutukladınız. Benim tutuklanmam için elinizde kanıt yok. Bu siyasi bir oyundur. Casuslukla suçlanıyoruz lakin, ispat yok. Beraatimi ve tahliyemizi istiyoruz” sözlerini kullandı. Sanık avukatları da müvekkillerinin tahliyelerini talep etti.
5 TUTUKLU SANIĞA TAHLİYE KARARI
Mahkeme heyeti, tutuklu bulunan 5 sanığın tahliyesine karar verdi. Heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Hatalar Ofisi’nce hazırlanan iddianamede, Ahmad Zaid isimli şüphelinin İsrail kapalı servisinin saha sorumlusu olduğu, olay tarihi itibariyle Almanya’da bulunduğu, İsrail kapalı servisinin Türkiye’de bulunan Filistin ve Suriye asıllı şüphelilerle irtibata geçerek, Filistin başta olmak üzere yabancı asıllı şahısların kurdukları sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini, toplumsal hayatlarını, eğitim süreçlerini, yurt dışı ilişkilerini izlemek, işgale karşı direnen kümelerin faaliyet ve yapılanmalarından haberdar olmak için Arap asıllı olan 16 sanığı para karşılığı casus olarak kullandığı kaydediliyor. 2015 yılının son aylarında gayri resmi yollarla Türkiye’ye giren sanıklardan Abdülkadir Barakat’ın Türkiye’deki casusluk şebekesinin para transferine taraf verdiği öne sürülüyor. Sanıklardan Abdelrahman Abunawah’ın, talimatlar doğrultusunda saklılık içinde bilgi temin edip servis ettiği, kameralı gözlük vasıtasıyla istenilen yerlerde yaptığı çekimleri özel program sayesinde wifi ağlarını tarayarak ilettiği aktarılıyor. Tüm sanıkların, ‘Devletin saklı kalması gereken bilgilerini siyasal yahut askeri casusluk maksadıyla temin etme’ cürmünden 15 yıldan 20 yıla kadar mahpusla cezalandırılması isteniyor. (DHA)