Türkiye’nin cennet hurması ihracatının yüzde 80’lik kısmını karşılayan Denizli’nin Honaz ilçesinde hasadı tamamlanan hurmaların kurutma mesaisi başladı. Lezzetiyle damakta unutulmaz bir tat bırakan cennet hurmasının, bu yıl ilçe genelinde 13 bin dekar toprakta 15 bin tona yakın rekolte elde edilmesi bekleniliyor. Yaş ve kuru olmak üzere iki çeşitten oluşan hurmaları kimi üreticiler ticari araçlara yükleyerek yurt içi ve yurt dışı pazarına açarken, kimisi ise meskenlerine getirerek hummalı çalışmaya başlıyor. Konutlara götürülen hurmalar, mesken ahalisi ve bayan personellerin takviyesiyle kabuk soyma süreci yapılıyor. Kabukları soyulan hurmalar, özel imal olan tezgahlardaki gereçlere itinayla diziliyor. Birtakım yerlerde ise hurmalar, klasik kurutma usulü olan konutların çatısında yahut kapı önlerinde kurutulmaya bırakılıyor. Arta kalan kabukları da sirke yahut doğal gübre olarak bedellendiriliyor.
Yaklaşık 13-18 gün kurutmada kalan olgunlaşmamış cennet hurmaları günler sonra lezzetiyle sofralardaki yerini alıyor. Birçok hastalığa ve insan sıhhatine âlâ gelen cennet hurmasının içinde bulunun bol ölçüde C vitaminin yanı sıra göz sıhhati, mide ve bağırsak hastalıklarına karşı yararlı olduğu biliniyor. Ekseriyetle yaş ve kuru olarak tüketilen hurmanın kilogramı yaş olarak 6 ile 7 TL civarında iken, kurutulduğu vakit ise 80-90 TL üzere bir fiyatla alıcısına ulaşıyor.
“ÇİKOLATA ÜZERE DOĞRAYIP KURUTUYORUZ, LEZZETİ DAHA FARKLI OLUYOR”
Hurmanın soyulmasının akabinde lezzetinin daha hoş bir tat verdiğini lisana getiren üretici Fatma Yapsu, “Ben genelde soyma süreci için emekçi getiriyorum. Daima birlikte soyuyoruz, asıyoruz doğruyoruz ve kurutma sürecini bu biçimde sürdürüyoruz. Soyma süreci yapınca daha çok alıcısı oluyor. Bu meyvenin soyması daha hoş oluyor. Çikolata üzere doğrayıp kurutuyoruz, lezzeti daha farklı oluyor ve kabuklarını ise koyunlar yiyor. Bu son süreç ise yaklaşık 15 gün sürüyor” halinde konuştu.
“TEYZELERİMİZ TEKER TEKER ELMALARI SOYARAK KABUKLARINDAN AYIRIYOR”
Dallarında ihtimamla toplanan hurmaları titizlikle kurutma sürecini yaptıklarını söyleyen üretici Nilüfer Karaaslan ise “İlk başta elmalar tarladan toplanarak buraya getiriliyor. Sonrasında teyzelerimiz teker teker elmaları soyarak kabuklarından ayırıyor. Soyma sürecinden sonra ben 1. ve 2. olarak ayırımlarını yapıyorum. En büyüklerini apart yardımıyla ayarladığımız alana asıyoruz. Orta uzunluklarını ise iplere asıyoruz, en küçüklerini ve sapsız olanlarını farklı kurutarak cip için gönderiyoruz” tabirlerini kullandı.