Müstakil Endüstrici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) uyumunda 1993 yılından bu yana iki yılda bir düzenlenen Türkiye ve bölgenin en kapsamlı karma ticaret fuarı olan MÜSİAD EXPO öncesi basın mensuplarıyla buluşan MÜSİAD Lideri Mahmut Asmalı, Haber7’nin gündeme ait sorularını cevapladı.
Asgari fiyatla ilgili de ileti veren Asmalı, “Alın teri verilmeli ve bir istikrar siyaseti izlenmeli. ‘Asgari fiyatın artışıyla üretim maliyetleri attı, eserlere bir daha artırım yapalım’. Bu türlü bir kısır döngüye de gitmemek lazım. Enflasyonu aşağı çekmek ve alım gücünü artırmak temel olmalı” dedi.
İşte Asmalı’nın o açıklamaları;
“KAMU BANKALARI DÜZGÜN Kİ VAR”
Merkez Bankası’nın attığı indirim kararlarını destekliyoruz. Zira bizi faizin getirisinden çok maliyet istikameti ilgilendiriyor. Hasebiyle üreticinin, endüstricinin düşük maliyetle borçlanması bizim istek ettiğimiz bir konu. Gönül ister ki bu sıfır olsun lakin bu çok mümkün görünmüyor. Merkez Bankası’nın bu ucuz kredisini piyasalara yansımadığı şikayeti bize de çokça geliyor. Kamu bankaları âlâ ki var. Üyelerimiz de tıpkı şeyi söylüyor. Kamu bankaları bu noktada çok daha endüstricinin yanında bir durum izliyor. Bununla birlikte BDDK’nın ucuz kredinin yüksek faizle kullandırılması noktasındaki algıyı kırmak ve onu mecburî karşılık getirerek faizleri geri çekme noktasında bir müdahalesi olmuştu. Bundan ötürü faizlerde evet gevşeme var fakat bu sefer de özel bankalar kredi musluklarını da kısma cihetine gittiler. Bankalar maalesef risk almayı sevmiyor. Açtıkları kredi musluklarını da kendi garanti hatta finans muhtaçlığı çok fazla olmayan firmalara verdiği istikametinde tenkitler var. Kobi ölçeğindeki firmalara bankalarımızın çok daha sahip çıkması gerektiğini düşünüyoruz.
ASGARİ FİYATTA İSTİKRAR SİYASETİ İZLENMELİ
Sayın Bakanın söz ettiği üzere taban fiyat patronu ve emekçiyi de memnun etmeli. Bir istikrar siyaseti izlenmeli. Bizler her vakit çalışanın, işçinin alın terini kurumadan verilmesini düşünen bir inanca mensubuz. Hasebiyle bu noktada sanayiciye kazanırken, tüccar kazanırken, çalışanlarının ezilmesine, onların alım gücünün düşmesine asla gönlümüz razı olmaz. Bu bahiste yanlış anlaşılmak istemem. Tam da bu noktada bütün bunları yaparken de enflasyon arttı, minimum fiyatı arttıralım. Taban fiyatın artışıyla üretim maliyetleri attı, eserlere bir daha artırım yapalım. Bu türlü bir kısır döngüye de gitmemek lazım. Enflasyonu aşağı çekmek ve alım gücünü artırmak temel olmalı. Biz şimdi minimum fiyatla ilgili tartışmaların çok erken olduğunu düşünüyoruz. Bunun Aralık’ta konuşulması gerektiğini söylüyoruz. Bu noktada biz de kendi ortamızda şimdi bir durum değerlendirmesi yapmadık.
TÜRKİYE’NİN İZLEDİĞİ SİYASETE BAŞINDAN İNANDIK
Türkiye İktisat Programı bu açıdan hakikat. Ben de geçenlerde Ekonomik Dönüşüm Paneli’ne katıldım. Yirmiye yakın milletlerarası akademisyen katılmıştır. Bu açıdan bilhassa üretimi artırma, ihracatı artırma, istihdamı artırma ve bu sayede de cari açığı azaltma noktasındaki Türkiye İktisat Programını destekliyoruz. Bizim çok üretmemiz lazım. Bu türlü bir fırsat var. Dünyanın her tarafından ülkemize alım heyetleri geliyor, MÜSİAD Expo’da bunların en büyük buluşma noktası olacak. Hasebiyle iktisadi faaliyetin artarak devam etmesi sevindirici. Bu noktada işsizlik 2014’ten beri birinci kere tek haneli sayılara inmiş durumda. Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası ve IMF davet yaptı. Finansmana erişim zorlaşırsa, üretim çizgileri geriler ve üretim az olursa eser az olur. Eser az olursa bunun fiyatı artar ve enflasyonu arttırır. Türkiye’nin izlediği siyasete biz baştan beri inandık ve gerçek olduğunu düşünüyoruz.