İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar ve avukatları katıldı.
Duruşmada savunmasını yapan İran asıllı sanık Morteza Soltan Sanjari, sanık İhsan Sağlam ile Burkina Faso’da iş yapmak için iki defa Afrika’ya gittiklerini, işvereninin ise Seyed Mehdi Hosseini isimli kişi olduğunu söyledi.
Sanık Sanjari, iddianameye nazaran kendisinin İran istihbaratı saha elemanı olarak gösterildiğini ve İran istihbaratının parasını taşımakla suçlandığını belirterek, “Bunlarla alakam yok, yalnızca tercümanlık yaptım. Casusluk ve adam kaçırma üzere işleri o sırada fark etmedim.” dedi.
İranlılar tarafından kendisine baskı yapıldığını öne süren Sanjari, “Sonra bana azap yapıp paramı aldılar. Apar topar İran’dan kaçtım ve Türkiye’ye geldim. Türkiye’ye gelince iki yıl İhsan Sağlam’ın şirketinde çalıştım. Bana ‘En Müslüman ülke neresi diye sorsalar, Türkiye derim. Samimice anlatıyorum. İran’da adamı direkt öldürüyorlar.” sözlerini kullandı.
Sanık, çapraz sorgusu sırasında, İranlıların, meslekten ihraç edilen savcı sanık Davut Yılmaz’ı İran’a çağırdıklarını lakin Yılmaz’ın bunu kabul etmediğini anlattı.
Mahkeme liderinin “Türkiye’de yaşayan bir İran rejim karşısının kaçırılması için kaç paraya anlaşılıyor?” sorusu üzerine sanık bu ölçünün 50 bin dolar olduğunu belirtti.
Duruşmada savunma yapan başka tutuklu sanıklar da tahliye ve beraat talebine bulundu.
Mahkeme heyeti tutuklu sanıklardan Tuncay Buyurgan ve Kamil Taşçı’nın isimli denetim kaidesiyle tahliyelerine karar verdi. Ortalarında Davut Yılmaz ve İhsan Sağlam’ın da bulunduğu 11 sanığın tahliye taleplerini reddeden heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İran istihbaratının, yurt dışı operasyonlarında “makul reddedilebilirlik ilkesi” doğrultusunda hareket ettiğine vurgu yapılarak, bu kapsamda operasyonun ifşası durumunda mevzunun İran ile irtibatını inkar edebilmek maksadıyla çalışmalarını mahallî şahıslar/kriminal kümeler üzerinden gerçekleştirildiği aktarıldı.
İddianamede, sanıklar Davut Yılmaz, İhsan Sağlam, Metin Ergün, Morteza Soltan Sanjari, Mehmet İyigün, İsmail Sağlam, Muharrem Sağlam, Hakan Sağlam, Erdal Sağlam, Hüdaiverdi Çitak, Kamil Taçşı, Tuncay Buyurgan, Tuba Eren ve Behnaz Ebrahimihajisarayi’nin organize formda hareket ederek, Türkiye’ye sığınan İran asıllı memleketler arası müdafaa altında bulunan rejim karşısı bireyleri kaçırmak gayesiyle oluşturulan cürüm örgütü içinde bulundukları belirtildi.
İran İslam Cumhuriyeti istihbarat servisinde vazifeli oldukları anlaşılan ve evrakları ayrılan kimi şüphelilerin liderliğinde, İran’dan kaçarak Türkiye’ye sığınan ve memleketler arası müdafaa altına alınan mağdurların tespit edildiği anlatılan iddianamede, bu şahısları hile ile korkutarak yahut zorbalık yaparak yasa dışı yollardan tekrar İran İslam Cumhuriyetine götürmeyi ve İran’dan kaçanlara göz dağı vermeyi amaçlayan örgütlü yapının oluşturulduğu kaydedildi.
İddianamede, bu örgütlü yapı içinde Davut Yılmaz, “By Sağlam” isimli savunma şirketi sahibi İhsan Sağlam ve Hüdaverdi Çıtak’ın hata işlemek gayesiyle kurulan örgütün yöneticisi pozisyonunda bulundukları, örgüt üyelerine hiyerarşik olarak yöneticilik ve organizatörlük vasfı ile talimat verdikleri söz edildi.
Tüm sanıkların “siyasal yahut askeri casusluk” cürmünden 15’er yıldan 20’şer yıla kadar mahpusla cezalandırılması istenen iddianamede, sanıklar Davut Yılmaz, Hüdaverdi Çıtak ve İhsan Sağlam’ın “suç işlemek gayesiyle örgüt kurmak” hatasından 4’er yıldan 8’er yıla kadar, öbür 13 sanığın ise “suç işlemek gayesiyle kurulan örgüte üye olmak” hatasından 2’şer yıldan 4’er yıla kadar mahpusla cezalandırılmaları talep edildi.
Sanıklardan Davut Yılmaz’ın ayrıyeten “kamu vazifesinin sağladığı nüfuzu berbata kullanarak kişiyi hürriyetinden mahrum bırakma” cürmünden 5 yıldan 24,5 yıla kadar mahpusla cezalandırılması istenen iddianamede, başka sanıkların da “birden fazla şahısla birlikte kişiyi hürriyetinden mahrum bırakma” kabahatlerinden 2 yıl ile 24,5 yıl ortasında değişen müddetlerde hapislerinin istendiği belirtildi.
Öte yandan savcı Davut Yılmaz, 22 Eylül 2022’de HSK kararıyla meslekten ihraç edilmişti.