- “Sayın Cumhurbaşkanımızın söz ettiği üzere Türkiye Yüzyılı vizyonu bu bağlamda yalnızca ülkemiz için değil bölgemiz ve dünya için gerçekleşecek bir ihtilalin muştusudur. Ülkemizle birlikte bölgemizden başlayarak dünyanın her yerine demokrasi, kalkınma, barış̧ ve refah götürmek istiyoruz. Argümanımız da gücümüz de büyük”
- – “Yaklaşık 10 aydır süren Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ortaya koyduğumuz barış diplomasisi, tüm dünyanın Türkiye’yi istikrarlaştırıcı ve global barışa katkı sunan yatıştırıcı bir güç olarak kabul ettiğini göstermiştir”
Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun, “Sayın Cumhurbaşkanımızın tabir ettiği üzere Türkiye Yüzyılı vizyonu bu bağlamda yalnızca ülkemiz için değil bölgemiz ve dünya için gerçekleşecek bir ihtilalin muştusudur. Ülkemizle birlikte bölgemizden başlayarak dünyanın her yerine demokrasi, kalkınma, barış̧ ve refah götürmek istiyoruz. Argümanımız da gücümüz de büyük.” dedi.
Altun, “Geleceği Şekillendirmek: Belirsizlikler, Gerçekler ve Fırsatlar” temasıyla bu yıl 6’ncısı Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center’da düzenlenen TRT World Forum’un açılışında yaptığı konuşmada, bu ana başlık altında global iş birliklerinden liderliğe, barış diplomasisinden besin güvenliğine, güç krizinden iklim değişikliğine, göçten İslamofobi’ye, dijitalleşmeden dezenformasyona kadar birçok temel sıkıntının müzakere edileceğini kaydetti.
İstikrar içinde yaşamanın ve geleceği tasarlamanın artık toplumlar için son derece hayati ve bir o kadar da güç bir problem haline geldiğine dikkati çeken Altun, şöyle konuştu:
“Bu noktada Türkiye, son 20 yılda sağladığı siyasi istikrar, ekonomik itimat ve toplumsal huzur sayesinde insanı merkeze alan, dinamik ve çok boyutlu bir dış politikayı hayata geçirme imkanı yakalamış ve böylece yalnızca kendi haklarını değil, tıpkı vakitte global alandaki adaletsizlikleri gidermeye ve dünya barışını tahkim etmeye dönük teşebbüsler ortaya koyabilmiştir. Ülkemiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ulusal menfaatlerini odunsuz formda savunurken, öte yandan bölgesel krizlerin ve global ihtilafların tahlili noktasında da son derece kıymetli katkılar sunmaktadır. Bu çabalarımız ‘küresel belirsizlikler çağı’ olarak nitelenen bu çağda, Türkiye’yi istikrar adası yapmakla birlikte, birebir vakitte ‘istikrarlaştırıcı bir güç’ olarak öne çıkarmaktadır.”
Türkiye’nin bu noktaya gelmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uğraşları ve çabası olduğunu lisana getiren Altun, Erdoğan’ın güçlü, dirayetli, unsurlu ve kararlı liderliği olmasaydı, Türkiye’nin bugün prestijli bir bölgesel güç ve global oyuncu olamayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Altun, Türkiye’nin içinde yaşanılan bu periyotta tüm dünyaya örnek olacak özgün bir dış siyaset modeli ortaya koyduğunun altını çizerek, “Yaklaşık 10 aydır süren Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ortaya koyduğumuz barış diplomasisi, tüm dünyanın Türkiye’yi istikrarlaştırıcı ve global barışa katkı sunan yatıştırıcı bir güç olarak kabul ettiğini göstermiştir. Cumhurbaşkanımız, bu süreçte sergilediği kararlılık, aldığı inisiyatif ve üstlendiği sorumlulukla dünyada her temel sıkıntıda fikri sorulan bir başkan durumuna gelmiştir. Bu liderlik hiç kuşkusuz, Türkiye’nin diplomatik güç ve tesirini artıran merkezi bir ögedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Altun, Türkiye’nin bu sayede; Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarını Antalya’da bir ortaya getirdiğini, iki ülkenin diplomatlarını İstanbul’da buluşturduğunu, Tahıl Mutabakatı’yla global besin krizinin önüne geçtiğini, Rusya-Ukrayna ortasında esir takasının gerçekleşmesini sağladığını, son olarak da ABD ve Rusya İstihbarat Liderlerinin görüşmesine konut sahipliği yaptığını anımsattı.
Öte yandan, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik müracaatları sürecinde Türkiye’nin ortaya koyduğu eforun, global terörizmle uğraş noktasında kıymetli taahhütler alınmasını, kayda bedel kazanımlar elde edilmesini sağladığını belirten Altun, “Elbette Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlandırdığı üzere bunların takipçisi olmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde elde edilen diplomatik muvaffakiyetler, Türkiye’nin bu süreçte oynadığı kolaylaştırıcı ve uzlaştırıcı global rolleri ortaya koymaktadır.” dedi.
“TÜRKİYE’NİN GLOBAL GELECEK VİZYONU”
Fahrettin Altun, dış siyaset modelinin bir öteki vasfının “bölgesel meselelere bölgesel çözümler” prensibine riayet edilmesi olduğunu kaydederek, şunları belirtti:
“Zira acı deneyimlerle görüyoruz ki Orta Doğu’dan Balkanlar’a, Karadeniz’den Doğu Akdeniz’e rastgele bir bölgeye dışarıdan yapılan müdahaleler, o bölgenin krizini derinleştirmekte, krizleri büyütmekte, trajediler yaratmaktadır. Dış siyaset modelimizin bir başka mümeyyiz vasfı ise global adalet çabasından beslenmesi ve bu çabayı büyütmesidir. Bu bağlamda memleketler arası örgütlerin reforme edilmesi ve aktifliğinin artırılması gayreti, daha adil bir dünyayı mümkün kılmaya yönelik çabamızın bir modülüdür. Cumhurbaşkanımızın, uzun yıllardır bayraktarlığını yaptığı ‘Dünya 5’ten büyüktür’ daveti, gördük ki son Birleşmiş Milletler Genel Heyeti’nde birçok devlet lideri tarafından tekrar edilmektedir. Bu, Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı gayretinin bir sonucu ve başarısıdır.”
Dış siyaset modelinin bir öteki kritik başlığının da “küresel kutuplaşmaların önüne geçilmesi ve yeni soğuk savaşların engellenme çabası” olduğunu aktaran Altun, “Türkiye’nin global gelecek vizyonu, dünyayı çatışmalardan uzak tutmayı ve yeni bir soğuk savaşa girilmesinin önüne geçmeyi amaçlamaktadır.” dedi.
Bütün bunlara ek olarak dış politikayı ayrıştıran konulardan birinin de insani krizlerin, global besin, güç ve iklim krizlerinin tahlilinde öncü bir rol oynamak olduğunu tabir eden Altun, bugün Türkiye’nin, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya oranla insani yardımlarda dünyada 1’inci, kalkınma yardımlarında ise dünyada 2’nci sırada olduğunu kaydetti.
“SİSTEMATİK DEZENFORMASYON HUZUR VE BARIŞI MAKSAT ALMAKTADIR”
Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Altun, “Bunların yanında nefret söylemi, İslam tersliği ve antisemitizm ile uğraş de global istikrarın tesisi için ülkemizin öncülük ettiği ve işbirliği daveti yaptığı alanlar ortasındadır. Ve elbette enformasyon savaşlarına, dezenformasyon operasyonlarına karşı kapasite geliştirme ve ittifaklar oluşturma hususu da memleketler arası alandaki kıymetli odaklarımızdan biridir ve bu konu da dış siyaset modelimizin kıymetli bir sütunudur. Hepimiz şahidiz ki günümüzde karmaşık bir halde yürütülen sistematik dezenformasyon faaliyetleri ulusal, bölgesel ve global istikrarı, birey haklarını, toplumların huzur ve barışını amaç almaktadır.” diye konuştu.
Birçok NATO ülkesinde 2023 yılında seçim olacağını, bu çerçevede Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı olarak NATO ülkelerinde seçim güvenliğine yönelik çeşitli programlar düzenlediklerini ve böylece bu alandaki işbirliğini ve deneyim paylaşımını artırmayı hedeflediklerini söyleyen Altun, global alandaki dezenformasyonlara karşı global bir uğraş yürütülmesinin ehemmiyetine inandıklarını ve bu bağlamda birçok uyum faaliyetinin içinde yer aldıklarını tabir etti.
Altun, bölgesel ve global bir aktör haline gelen Türkiye’nin, artık yalnızca farklı blokları birleştiren bir köprü değil, tıpkı vakitte diyalog, müzakere ve diplomasinin aktığı bir kanal pozisyonunda olduğunu lisana getirerek, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın tabir ettiği üzere Türkiye Yüzyılı vizyonu bu bağlamda yalnızca ülkemiz için değil bölgemiz ve dünya için gerçekleşecek bir ihtilalin muştusudur. Ülkemizle birlikte bölgemizden başlayarak dünyanın her yerine demokrasi, kalkınma, barış̧ ve refah götürmek istiyoruz. Tezimiz da gücümüz de büyük. Açık ve net bir biçimde vurgulamak istiyorum ki Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bundan sonra da global belirsizlikleri ortadan kaldırma, istikrarı tesis etme, insanlık için huzurlu ve inançlı bir gelecek inşa etme namına çabalarını kararlılıkla sürdürecektir.”
Altun, TRT World Forum’un başarılı geçmesini dileyerek, programın düzenlenmesine katkı sunanları tebrik etti.