Prof. Dr. Mine Durusu Tanrıöver, Kovid-19 pandemisinin başlarında azalan grip hadiselerinin bu yılın başından itibaren tekrar görülmeye başlandığını ve önümüzdeki günlerde grip olaylarında bariz bir artış beklendiğini tabir etti.
Tanrıöver, yaptığı açıklamada, yaygın bir grip salgının önüne geçmek ve gribin önemli sonuçlarını önlemek için bilhassa 65 yaş üstü şahıslarda, hamilelerde ve kronik hastalığı olan bireylerde aşılanmanın değerli olduğunu belirtti.
Tanrıöver, gripten korunmak için aşı olmanın ve aşılanmayı her yıl bir ömür alışkanlığı haline getirmenin büyük kıymet taşıdığını paylaştı.
Sonbahar mevsimiyle birlikte grip dönemine da girildiğini söyleyen Tanrıöver, kelamlarına şöyle devam etti:
“Kovid-19 pandemisi nedeniyle uygulanan maske ve ara tedbirleriyle birlikte pandeminin başında grip hadiselerinde besbelli bir düşüş oldu, lakin bu yılın başında kuzey yarımkürede ve geçtiğimiz aylarda güney yarımkürede hadiselerde yine bir artış gözlemlemeye başladık. Son birkaç haftadır da Kuzey Yarımküre’deki tesirli olmaya başlayan bir grip dönemi görmekteyiz. COVID-19 pandemisi öncesi devir ile kıyasladığımızda grip döneminin daha erken ve daha süratli başladığını, hatta birtakım ülkelerde grip kaynaklı hastane ve ağır bakım yatış oranlarının son on yıldaki birebir haftalarla kıyaslandığında en yüksek seviyede olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizde de grip hadiselerinin ve grip bağlantılı hastaneye yatışların emsal biçimde artacağı öngörüsüyle, bilhassa 65 yaş üstü ve risk kümesindeki bireyler başta olmak üzere herkesin bir an evvel gribe karşı aşılanması büyük değer taşıyor.
Özellikle risk faktörleri ve kronik hastalıkları olan bireylerde viral teneffüs yolu enfeksiyonları çok ağır tablolara ilerleyebilmektedir. Pandemi öncesinde yaptığımız bir çalışmada grip gibisi hastalık sebebiyle hastaneye yatan hastalarda eşlik eden en az bir kronik hastalığı olan hastaların hastanede yatış mühleti, olmayanlara nazaran neredeyse iki kat daha fazla olmuştur. Tıpkı çalışmada 65 yaş üzeri hastaların yarısı ağır bakım ünitesine yatırılmış, üçte birine teneffüs dayanağı yapılması gerekmiş ve dörtte biri de maalesef kaybedilmiştir.”
Aynı çalışmadaki grip aşılanma oranlarının düşüklüğüne de dikkati çeken Prof. Dr. Mine Durusu Tanrıöver, grip aşılarını yaptırmış olsalardı kelam konusu hastaların bir kısmının bu olumsuz tablolardan ve vefattan korunabileceğini kaydetti.
Tanrıöver, gribin kolay bir teneffüs yolu enfeksiyonu olmadığını kaydederek, bilhassa grip tanısı konulmasını takip eden birinci iki haftada komplikasyon riskinin çok arttığını, hatta birinci 3 günde kalp krizi riskinde 17 kat, inme riskinde 10 kat artış gerçekleştiğini gösteren çalışmalar olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Tanrıöver, diyabet, kronik akciğer ve kalp hastalıkları, kronik karaciğer ve böbrek hastalıkları, kanser, bağışıklık sistemi baskılanması, obezite üzere risk faktörleri olanlarda komplikasyonların çok daha fazla görüldüğünü vurguladı.
Özellikle yaşlıların, hamilelerin ve kronik hastalıkları olan erişkinlerin aşılanması, toplumda gribe bağlı komplikasyonların ve ölümlerin önlenmesi için tesirli bir usul olduğunu kaydeden Tanrıöver, grip aşısının enfeksiyonun tetiklediği pek çok olumsuz durumdan ve ağır komplikasyonlardan korunabilmek için tesirli olduğunu vurgulayarak aşıyı temin edebilen herkesin aşılanmasını önerdi.